Değerli okur, siz biliyorsunuz ama hafızalarımızı yenilemek adına ben yine de yazayım. Seçimlere üç gün kala Cumhurbaşkanlığı Adaylığından çekilen Muharrem İnce’nin siyasi hayatına kısaca şöyle bir bakalım.
Öncelikle Muharrem İnce’nin, Cumhurbaşkanlığı Adaylığından çekilmesi hakkındaki düşüncemi söyleyeyim. İnce’nin adaylıktan çekilmesi, kendisi adına kurnazca düşünülmüş siyasi bir manevradır. Seçimi kazanacağını iddia eden Muharrem İnce’nin meydanlarda sürekli olarak Kılıçdaroğlu ve CHP yöneticilerine yönelik öfke kusup başkaca ele avuca gelir bir şey söyleyememesi dolayısıyla, oylarında son günlerde büyük ölçüde düşüşler yaşanıyordu. Yapılan bütün anketlerde, Sinan Oğan’ın oyları bile İnce’yi geçmişti. Bu durumu gören İnce, 14 Mayıs akşamı bu güne kadar birçok partinin başına gelen, kendisinin ve partisinin de siyaset çöplüğündeki yerlerini alacaklarını nihayet anlayabildi ve çekildi. Hırsı aklının önüne geçtiği için Adaylıktan çekilmeyi bile düzgünce beceremedi. “ Seçimi kaybettiklerinde bütün suçu benim üzerime yıkacaklar” diyerek, Millet ittifakının ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimi kaybedeceğini söylüyordu.
Muharrem İnce bundan 5 yıl önce Cumhurbaşkanı adayı gösterildiğinde CHP tabanında büyük bir heyecan oluşmuştu. CHP’li seçmenler İnce’nin aday olmasından gayet memnundu. İnce’nin CHP’nin içinden gelmesi, partinin Milletvekilliği dahil çeşitli kademelerinde görev almış olması bu memnuniyetin en önemli sebepleri arasındaydı.
Ancak ne yazık ki 24 Haziran 2018 seçimlerinin yapıldığı akşam beklenen gerçekleşmedi ve büyük bir hayal kırıklığı yaşandı. Erdoğan yüzde 52,59’la yeniden seçilirken, İnce yüzde 30,64’de kalmış seçim kaybedilmişti. Ama Cumhuriyet Halk Partili seçmenleri kızdıran asıl mesele kaybetmesi değildi, ortadan kaybolmasıydı.
Seçmenler Anadolu ajansı’nın geçtiği seçim sonuçlarıyla manipülasyon yapıldığı fikrindeydi ama büyük umutlarla oy verdikleri Muharrem İnce’yi ortalıkta göremedi. Seçmenler YSK önüne giderek neler olduğunu anlamaya çalışırken, FOX tv ekranlarından yayınlanan “ ADAM KAZANDI” mesajıyla soğuk duş aldılar. İnce, daha sonra yaptığı açıklamalarda o gece yalnız bırakıldığını, CHP’nin seçim verilerini kendisine ulaştıramadığını, kurulan sistemin düzgün çalışmadığını söyledi ama “ADAMKAZANDI” mesajı hiçbir şeyin üstünü örtmeye yetmiyordu.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve partide birlikte görev yaptığı diğer Milletvekili arkadaşlarını kendisine kumpas kurmakla, sandıklarda kasıtlı olarak görevli bulundurmamakla ve seçilmesini engellemekle suçlayan İnce’nin CHP yönetimiyle arası açılmaya başlamıştı. Maalesef Muharrem İnce’nin suçlamalarının ardı arkası kesilmemiş ve Beklenen son gelmek zorunda kalmıştı İnce, Şubat 2021’de CHP’den istifa etti.
Ayrılırken de CHP’yi hedef alan çok sert ifadeler kullandı, “ABD'den demokrasi dilenenlerle yolumu ayırıyorum. FETÖ’cüleri, Sorosçuları koruyanlarla yolumu ayırıyorum” gibi affedilmesi çok güç suçlamalar ve sözler sarf etti. CHP’den ayrıldıktan kısa bir müddet sonra, bütün Türkiye’yi dolaşacağım, olup biteni Vatandaşlarıma anlatacağım diyerek adına “Memleket hareketi” dediği bir oluşum kurdu. Gittiği her yerde Cumhuriyet Halk Partisini hedef alan suçlamalarına dozunu artırarak devam etti. Hemen ardından Memleket Partisini kuran İnce’nin söylemleri, Kemal Kılıçdaroğlu ve Parti yönetimine dönük büyük bir öfkeyle devam etti.
İnce’nin Partisinin yönü ve ne yapmak istediği tam olarak anlaşılamıyordu. Sağ tandanslı bir parti mi, Sol tandanslı bir parti mi belli değildi. Çünkü Muharrem ince, insanlara CHP yönetimine duyduğu öfkeden başka İdeolojik bir söylem ve eylem gösteremiyordu. Bu nedenle CHP tabanında bir bölünme yaşanmadı. Birkaç Milletvekili CHP’den ayrılarak İnce’nin yanında yer aldı fakat onlar da kısa bir süre sonra ayrıldılar. Hatta İnce’yle birlikte CHP’den ayrılan Mehmet Ali Çelebi, İnce’nin yanından da ayrılarak AKP’ye gitti. Memleket Partisi, Muharrem İnce’nin giderek şişen egosu yüzünden bir şahıs partisine dönüşmeye başladı.
Aklı başında insanların bütün ikazlarına rağmen, sırf Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimine duyduğu öfke nedeniyle Cumhurbaşkanlığına Aday oldu. Aday oldu ama ülke yönetimine talip olabilecek yetişmiş bir ekibi var mıydı? Türkiye’nin yönetimine talip olmak sanıldığı kadar kolay bir iş değil. Parti bünyesinde yer alan Kurmay bir ekibi de yok. Muharrem İnce’nin tek söylediği şey, gençlerden oy alacağım demekten öteye gidemedi.
Yüzde 30 oy alacağını ve ikinci turda yüzde 60’la seçimi kazanacağını iddia ediyor ama, bu söyleme kendisi de dahil kimse inanmıyordu. Muhalefetten yükselen “İktidarın ekmeğine yağ sürüyorsun “ eleştirilerine kızıyor, AKP’den oy alıyorum diye cevap veriyordu. İkinci tura kalamayacağını bile bile, İnce’nin adaylıkta ısrar etmesini anlamak mümkün değil. Bir tek sebebi olabilir, ismini sürekli gündemde tutmak. Çünkü özellikle yandaş Medya kuruluşları her gün İnce’yi konu ediyor ve oy oranlarını yüksek gösteriyorlardı. Böylece İnce, AKP tarafından Kamuoyuna önemli bir figürmüş gibi gösteriliyordu. İktidarın neden böyle davrandığını anlamak zor olmasa gerek.
Memleket Partisi’nin yönetiminde neler konuşuldu, ne hesap yapıldı bilmek mümkün değil. Ama yazımın başında görüşlerimi belirttiğim kısımda söylediğim kurnazca manevranın yapıldığından adım gibi eminim. Sonuçta İnce, son ana kadar adından söz ettirmeyi başarmış oldu ve adaylıktan çekilmeyi daha kârlı gördü. Partisi ise büyük ihtimalle baraj altında kalacak. Bu da, Meclise Milletvekili gönderemeyecek olması anlamına geliyor. Ahmakça inadı ve öfkesi yüzünden ittifak içerisinde yer almaması nedeniyle, seçime girdiği çoğu yerde Cumhur İttifakı’nın sandalye sayısını artırmasına neden olma ihtimali var.
Değerli okur, Muharrem İnce, Cumhurbaşkanlığı Adaylığından çekilirken şu hesabı da yapıyor. Kemal Kılıçdaroğlu,nun seçileceğini gördü. Ben çekildim öyle kazandı diyecek.
Muharrem İnce, kendisini Memleket Partisinin genel merkezinde ziyarete gelen Kemal Kılıçdaroğlu’na alay edercesine, hiç utanmadan, hoş geldiniz, güle güle demişti ya,
Hadi Muharrem hadi güle güle.